11 Ağustos 2016 Perşembe

MEMLEKETE DAİR,
Son yaşananlardan sonra bir öz eleştiri de ben yapayım. 9 yıllık öğretmenlik hayatımda sadece işime odaklı oldum. Akademik olarak işimi yaptım elbet ama ötesini tam yapamadım ya da ihtiyaç duymadım. Geleceğe dair kariyer planlaması yaparken çok yönlendirme yapmamaya özen gösterdim. İstedim ki gençler kendileri doğru yolu bulsun. Hata yaparlar elbet dedim biz de yaptık onlar da yapacak dedim yeter ki ders alsınlar dedim ve bunu her alanda dedim. Kendi kararınızı verin kimsenin sizi yönlendirmesine izin vermeyin dedim. Hatta Sivas'ta görev yaptığım sırada bir saat boyunca okuma üzerine konuştum kendi yolunuzu çizin her şeyi okuyun ama sorgulamadan uygulamayın dedim ama bir saatin sonunda şöyle bir soruyla muhatap oldum "Ne okumamızı önerirsiniz?" Şimdi anlıyorum ki gençler sevdikleri kişilerin koşulsuz peşinden gitmeyi seviyor. Demek ki yönlendirilmeye müsaitler o halde doğru istikamete yönlendirmek biz öğretmenlerin birinci görevi. vatan, millet sevgisini zorlayarak değil sevdirerek öğretmeliyiz. Öğrenci İstiklal Marşı için sıraya severek geçmeli ve yürekten söylemeli biz de bunu sağlamalıyız.önemli gün ve haftaları bir yükten ziyade milli bilinci pekiştirme için fırsata çevirmeliyiz. Temelleri sağlam atmalıyız kimse ayarları ile oynayamasın, birliğimizi, dirliğimizi bozamasın.
Bundan sonrası için her öğrencime görüşü, karakteri, seviyesi ne olursa olsun yine koşulsuz sevmek vatana millete hayırlı evlat olmaları için çalışmak olacak. Okurken, mezun olduktan sonra, işe yerleştikten sonra rehberlik etmeye de devam edeceğim. İyi bir vatandaş olmalarını sağlayamazsam kendimi başarısız ilan edeceğim.